Her şey bir gün iki çocuğun ileride olacaklardan habersiz parkta karşılaşmalarıyla başladı...
"Kızım dur koşma düşeceksin." dedi Selma, kızı Selin'in arkasından seslenerek. Tam da dediği gibi oldu ve Selin bir çocukla çarpışıp yere düştü. Selma sakince kızının yanına giderken "Bir kere de beni dinlese şaşarım zaten." diye homurdandı, Selin hep etrafta koşuşturan, enerjik bir kızdı bu yüzden yere düşmesi Selma'yı pek şaşırtmadı. Selma düşüncelerinden sıyrılırken karşısındaki kadının konuştuğunu işitti "Ay evet, bizim Bulut da aynısı valla. Bütün gün arkasından koşturuyorum."dedi ve ekledi "Bu arada ben Seda, siz?" Selma kızını yerden kaldırırken cevapladı "Selma, memnun oldum." kızına dönerek devam etti "Acıdı mı kızım?" ve Bulut'a dönerek ekledi "Sen de iyi misin küçük prens." Bulut yanıt olarak başını sallamakla yetindi.
"Hadi tanışın bakalım." dedi Seda. Bulut elini uzattı "Ben Bulut." Selin de elini uzatıp "Ben de Selin." dedi. "Hadi koşun oynayın." dedi Selma, Seda da onu başıyla onayladı...
Uzun yıllar sonra...
Kafeye geldiğimizde Kaan dışında herkes gelmişti. Abimle bizimkilerin oturduğu masaya geçtik. Aslı "Hoş geldiniz Seloş!" diye bağırdı. Bağırdıktan sonra herkes bize dönüp bir iki saniye baktı ve yemeklerine geri döndü. Ardından Deniz "SELOŞ" diyip bir kahkaha patlattı. Yiğit de ona katıldı, Aslı ile aynanda gözlerimizi devirdik. Abimle yerimize otururken Kaan'ın yanında sarışın, kıvırcık saçlı 1,80 boylarında bir çocukla bizim olduğumuz masaya doğru yürüdüğünü gördük. Kaan "Selam gençler, bu Bulut benim annemin lise arkadaşının çocuğu." dedi, çocuğa baktığımda içime garip bir his çöktü...
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."