Zamansız bir vedanın asıl çığlıkları, haykırışları, bitmeyen sancısıydı bunlar. Çığlıklar, virane olmuş, uçsuz bucaksız bir ormanın ortasında yankılanır gibiydi. Soluklar bedene sığmayınca bir ses, bir seda her şeyin tuzu biberi oldu. Onunla bir sokağın ortasında, bir kitabın sayfasında, dudaklarımdan dökülen nefesimde karşılaştık. Onunla tanışmak, ateşi sönmüş bir bir bebeğin sessiz ve huzurlu mırıltılarında mutluluk bulmak gibiydi. Anne rahminden, gözlerini dünyaya yeni açan bir bebeğin ciğerlerinden dolup taşan acı nefeste soluk bulmak gibiydi. Acımdı, soluğum oluyordu. Biliyordum, o soluğu ciğerlerime nüfuz etmezsem ölecektim. Benim muhtaç kılındığım soluğum bu yüzden benimle var olmuştu. ● Hikâye'nin tüm hakları bana aittir. Her hangi bir çalıntı, esinlenme durumu söz konusu olursa hukuki işlemler başlatılacaktır.All Rights Reserved
1 part