Kendini ülkesi için feda eden, yaşadıkları acıların cefasını çeken dokuz TAKTİB ajanı ve her birinin yetenekleri bir uzuvla özdeşleşen, parçalandıkları zaman ölü bir bedenden farkı olmayan on kişilik özel bir timin, yaptıkları iş birliği...
...
"Hatırlatmamı ister misin?"
"Seve seve." Bahsettiği, üçümüzün arasında olan intikam yeminimdi.
"20 Mayıs 2022, Pazartesi günü, saat sabah 10.48..."
Bu tarih daha da aklıma kazındı.
"Üç ay!" diye haykırdım ve gırtlağına çökerek bağlandığı sandalyeyi geriye doğru yatırdım. "Üç... Üç!" dedim acıyla ve boğazını tuttuğum elim daha da sıkılaştı.
"Üç ay, dört gün!.."
O gün; üç ay, dört gün için doksan dört kağıt yırttım.
Unutmamak için yaz bi' kağıda:
Ömer Ali Avşarlı... Sonra diğer acıları...
NOT: Bu kitapta geçen tüm kurum, kuruluş ve şahsiyet isimleri tamamı ile hayal ürünüm olmakla birlikte kullanılmasına iznim yoktur.
Kapak: @Sueda_Beyza
"Tatlı dile, güler yüze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca.
Geldiğimden beri bakışları bakışlarımdan ayrılmayan adama gülümsedim nazlı nazlı. Daha sakin ve yumuşak ve sessiz çıkmaya başladı sesim,
"Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Kollarını göğsünde bağlamış, bal gözlerin sahibi bana cürretkar bakışlarla bakmaya devam etti, bir ara dudağının köşesi kıvrılır gibi oldu yanımda oturan insanlar umurunda değildi o kendinden emindi. Geceyi onun kollarında bitireceğimden emindi.
***
Hikaye tamamen kurgudur. Gerçek olay ve kişilerle alakası yoktur.