Büyüdükçe anlaşılabilir gelen her şey daha korkunç bir hal alıyordu. Geçmiş yıkımla bugün korkuyla gelecekse yalanlarla doluydu. Alçin Güçlü yaşanmışlıklar dolu hayatında yalnızlığını Ekim Karaca'ya olan sevgisiyle kapatmaya çalışırken hayatının iplerini çok yanlış düğümlerin içinde olduğunu bilmiyordu. Yalanda, sevgide, ümit de hayal kırıklıpı da ensesinde bittiğinde düşmanının kim olduğunu yeni anlayacaktı. Maskeler, kimin gerçek olduğunu saklıyor ıssız bir yola girdiriyordu. Sevginin bile gerçek olduğundan emin olamayacağı bir savaşın ortadındaydı. Bu muharebede sevgisinin kana bulanmamasını sağlayabilecek miydi, yoksa çoktan kanla mı başlamıştı? 🍂🍁🍂 Seri hareketlerle sokağı arşınladığımda ilk o çarptı gözüme sırtını duvara yaslamış, dizlerini kendine çekmişti, saçı başı onu gördüğümden beri ilk defa bu kadar dağılmıştı. "Öl-öldü b-baba. Öldü." Fısıltısı kulaklarıma ulaştığında tüm kaslarımın gerildiğini hissettim, bakışlarım onun bakışlarını takip ettiğinde yerde yüzükoyun yatan bir erkek karşılaştım. Kaşlarım çatıldı,biraz ilerlediğimde yüzünün yanını kanların kapladığını fark ettim. Kanım çekildi. Yere düşen telefonun sesiyle hızla Alçin'e baktım, bilincinin kapandığını anladığımda refleksle tuttum küçük bedenini. Saçları yüzüne dağıldığı da kendiminde öyle dağıldığını hissettim. Geç kalmanın azabından kurtulamamıştım yine, yine kanlı bir olay yerinde kendimden parçalar arıyor korumaya çalıştıklarımın acılarına tanıklık ediyordum. Benim geçmişim hiç geçmiyor, ısıtılıp ısıtılıp önüme sürülüyordu. Bense yana yana yiyor, acıdan kıvranarak tabanı sıyırıyordum. Doymuştum artık, boğazıma kadar çaresizlik yorulmuş vicdan azabına batmıştı. Pes ediyordum. 🍂🍁🍂
14 parts