Bölüm günleri: pazartesi, perşembe.
**********************
Selen, Güneyik'ti başından beri.
Kollarında kanatlanacağı adamı sayıklamıştı kalbi her gece.
Her gece, her kabusta, geçmişte...
Tersten esti Rüzgar. Yere çakıldı Güneyik, en tepeleri solurken nefesi. Aşk, fermanını imzaladı, kefenini giydirdi, Güneyik'e.
Ve sahne, Gelincik'e kaldı...
**********************
Küllerimi savuran adamın çocuğu...
Rüzgar'ın oğlu...
Ve ben ona annelik yapmaya mecburum.
Damla, ailesinin katilinin oğluyla, kalbinin iplerini ellerinde tutan adamdan uzak, hiç bilmediği bir şehirde, kaybolmuştu ruhunun dehlizlerinde.
Ta ki o gelene kadar... Akın gelene, yaralarını iyileştirene, kalbine yerleşene kadar.
"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar."
-
Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik.
Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik.
Birbirimizi yitirdik.
Kendimizi bitirdik.
Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz.
Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz.
Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim,
bu yüzden onu sevmek-
Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...