Ay Işığı
  • Reads 2,169
  • Votes 534
  • Parts 38
  • Reads 2,169
  • Votes 534
  • Parts 38
Ongoing, First published Aug 23, 2023
2 new parts
Geçmişte derin yaralar almış iki insanın hayatları, beklenmedik bir şekilde kesişir. Feyza, çocukken yaşadığı acı dolu anıları hâlâ unutamamış, ancak tüm zorluklara rağmen hayata tutunmuş güçlü bir kadındır. Bir gün, yol kenarında terkedilmiş, konuşamayan ve yürüyemeyen bir çocuk bulur. Kendi yaşadığı zorlukları bu çocuğun gözlerinde gören Feyza, onu evlatlık alarak yeni bir hayata kucak açmaya karar verir. Ancak bilmediği bir şey vardır: Bu küçük çocuk, geçmişte büyük acılar yaşamış, şimdi ise sert ve mesafeli bir adam olan Aras'ın kayıp kardeşidir.

Ozan, yıllardır kapattığı yaralarını açan bu karşılaşma ile yüzleşmek zorundadır. Kardeşini yeniden kazanmak ve Feyza ile kurduğu bağın arasındaki sert duvarları yıkmak için mücadele ederken, hem kendi geçmişinin karanlıklarından hem de yeni sorumluluklarından kaçamayacaktır.

"Kırık Kalplerin Gölgeleri", derin yaralarla şekillenen hayatlar, ikinci şanslar ve aşkın iyileştirici gücünü keşfeden bir hikâye. Hem kalbinize dokunacak, hem de unutulmuş duygularınızı yeniden canlandıracak.
All Rights Reserved
Sign up to add Ay Işığı to your library and receive updates
or
#435korku
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
TAKINTI cover
KAR TANESİ | Yarı Texting cover
TAŞ DEVRİ  cover
ALACAKAN cover
Nerdesin Kayla? - (Gerçek Ailem) cover
AFİTAP cover
Kara Ay cover
Kitap| Gay cover
ZİHNİMİN AYNASI cover
NEFES (+18) cover

TAKINTI

80 parts Complete

Ona hiç sarılamamıştım mesela. Hiç elini tutamamıştım. Hiç öpememiştim. Hiç koklayamamıştım. Hiç sevdiğimi söyleyememiştim. Hiç dokunamamıştım. Hiç beraber uyuyamamıştık. Hiç saçlarıyla oynayamamıştım. Hiç dizlerine yatamamıştım. Hiç özlediğimi söyleyememiştim. Hiç, hiç bu kadar değersiz hissetmediğimi anlatamamıştım. Bu kadar hiçin arasında, her şeyim olmayı nasıl beceriyordu? Çünkü bir gülüşü yetiyordu bana. Sayılı sayıda görsem de, yetiyordu. Kıvrılan dudakları hiçliğe meydan okuyup, her şey hâlâ benim elimde, diyordu adeta. 'İstersem bütün hiçliği, çivileri ile beraber tabanından söküp, yerine istediklerimi dikebilirim. Hiçi hep, zerreyi zirve yapabilirim. Her şey hâlâ benim elimde.' Umut var, sadece biraz naza çekiyor kendini. Tutarsam bırakmayacağımı, benim onu dibine kadar harcayacağımı ve ortalığın tozunu attıracağımızı biliyor. Hâliyle gelmiyor. Çünkü küçücük bir umut ile bütün dünyayı karşıma alacağımı bilen herkes gibi, o da korkması gerektiğini biliyor.