14 parts Ongoing Mature"Benden başka gidecek hiçbir yerin yok." Adam yapılı cüssesini kendinden oldukça küçük kıza iyice bastırdı ve çenesini sıkarak yüzünü kendine yükseltti.
"Gidebileceğin herkesi öldürdüm, uyuyabileceğin her evi yıktım, başını koyabileceğin tüm yatakları yok ettim, sığınabileceğin her limanı yaktım ve küllerini beş okyanusa savurdum."
Biraz durup kızın sindirmesini bekledi. Ağır ağır, beynine çakarcasına vurgulu bir tonda tekrar konuşmaya başladı.
"Benden kaçtığında gidebileceğin tek yer benim yanım, uyuyabileceğin tek yer benim evim, başını koyabileceğin tek yatak benim yatağım ve sığınabileceğin tek liman benim kollarım."
Çenesindeki elini çekmeden diğer elini incecik boynuna sardı ve yaşlarla parlayan cam gibi parlak, göğü taşıyan gözlere baktı. Kendi dipsiz kuyularının aksine onun gözleri içinde binlerce diyar bulunduruyordu ve adam o binlerce diyarın hepsini kendine istiyordu.
Hepsini. Her bir tanesini. Tek tek. Sonsuza dek.
Kadın, adamın omuzları üzerinden arkadaki büyük eve baktı. Ev kadının gidebileceği son yer, uyuyabileceği son yatak, sığınabileceği son limandı.
Ve adam dakikalar önce o evi ateşe vermişti.
"Bırak."dedi inlercesine.
Bırakmadı.
"Canım yanıyor."dedi.
Umursamadı.
O, acımasızdı.
O, kimsesizdi.
O, sığınabileceği tek limanı, kendi elleriyle yakmış, küllerini kaybetmemek için dünyayı ateşe vermişti.
O, tehlikeliydi.
Ve o aşıktı.
Çok, çok aşık.