Bizi bugün 'biz' yapan şeyler geçmişin izleri. İstemeden de olsa büyürken sırtımızda bir sırt çantası taşırız. O çantaya bugüne kadar bütün yaşanmışlıkları yerleştiririz. Geçmişin yükü ağırdır, bazen neşeli, bazen acımasızdır. Her türlü zorluklarla başa çıkabiliriz, veya başa çıkabileceğimizi sanarız.
Zeynep Öner;
Geçmişin yüklerinden kaçabileceğini sanıp mecburi hizmet için İstanbul'dan Adana'ya atanan bir tip fakültesi mezunu. Geçmişindeki verdiği kayıplar yüzünden hayata sıkı sıkı bağlanan, etrafınaki insanlara iyilik saçan, her ne olursa olsun insanlığı iyiliğin kurtaracağını inanan 26 yasında bir doktorumuz 🤍
Bir gün ise gitmeden önce sokak hayvanlarını beslemek için çıktığı yolda bir anne ve bebeğin yardıma ihtiyacı olduğunu görür ve düşünmeden yardım eli uzatır. Çıkılan bu yolda her şeyin iyiye varacağına inanırken aslında hiçbir şey yolunda gitmez.
Geçmişimizdeki izler bizi 'biz' yapan olsa bile o yolda ya zarar görürsek? Bu yolda yürüyen Zeynep verdiği anlık karar yüzünden hayatı tamamen değişir. Hayatına yeni insanlar girer. Yapılan kazalar, patlayan silahlar, çekilen bıçaklar bir an hayatında yer almaya başlar.
Ne dersiniz, belki de insanlar sandığımız kadar masum değildir?
"Evdeki hizmetçiler neyse sende o sun"
zorundalıkda olsa ben onun karısıydım.
"Bekaretini bozduktan sonra sana asla elimi bile sürmeyeceğim şu karşıdaki koltukda yatıp kalkacaksın asla yakınıma gelmeyeceksin!" dedi kalın sesiyle.
Ben bir ömür bu adamla nasıl evli kalacaktım.