Bir gün uyandığınızda kendiniz hariç her şeyin 23 yıl yaşlandığını fark etseniz ne yapardınız? Aileniz, arkadaşlarınız ve hatta sevdiğiniz kız bile artık 23 yıl geçmişte kalmış bir masal olduğunda yeni hikâyenizi yazmaya nasıl ve nereden başlardınız? Peki, o eski günlerinizin izini sürmeye çalıştığınızda karşınıza çıkacak şeylere ne kadar hazırlıklı olabilirdiniz ki? Murat da tıpkı sizin gibiydi aslında. Bu soruların hiçbirine vereceği gerçek bir cevabı yoktu. Gerçi çok hayal kurardı Murat. Bazen onlarca hatta yüzlerce yıl geçmişte yaşamayı dilerdi. Bazen de geleceğin dünyasını bir an önce görmeyi. Ve... Ve öyle de oldu! Bir gece önce 2000 yılında iken birden kendini 2023 yılının bir sonbahar sabahında buldu. Bambaşka bir dünyada yabancı daha doğrusu yabancılaşmış bir şehirde. İnsan zamanının dışına çıktığında hala bir zamana ait olabilir miydi? Ve aslında en sorulması gereken soru şuydu; Geçmiş ve gelecek sahiden de birbirinden ayrı düşünülebilir miydi? Yoksa... Yoksa tüm varoluş, geçmiş, gelecek ve şimdi tek bir anın parçalanmaz bütünü içinde bir yalandan mı ibaretti!?