Sarılmak... Belki dünyadaki en güzel şeydi. İnsanlar, üzgün olunca birinin ona sarılma isteğiyle dolup taşarlar ancak Pera bunların hiç birini hissetmemişti. O, sarılmayı sadece ona eziyet veren bir şey olarak görüyordu. Hayatı odasının dört duvarı içinde geçiyordu. Sahi buna yaşamak denir miydi? Küçüklüğünden beri bu kelime zihninde yankılanmaya devam etti 'Haptofobi'. Peki adeta toprağı andıran gözleri ile ona bakan bu psikiyatrist neden hiç hissetmediği duyguları yaşatıyordu ona... Hatta en korktuğu sarılma isteğini bile hissettiriyordu. (Wattpad de 'Hıçkırık Misali' adlı ilk kurgudur.)