“Kaç çocuğa taciz ettin?” Diye bağırdım, bağırmamla irkildi. Cevap vermedi. Bir yandan Halil su şişesini yavaşça döküyordu. “Cevap ver dedim sana yoksa susuzluktan geberip gideceksin.” Bu defa sesim kısık ama ikna edici çıkmıştı. “On üç!” Diye haykırdı. İçimdeki ateşi söndürmedi aksine harladı. “Kaç duyamadım.” Dedim ve çenesinden tutup kafasını geriye doğru sertçe ittim. “On üç! Allah kahretsin seni! On üç!” Sesi oldukça acınaklı çıkmıştı yine de yeterli gelmedi bana. Halil suyu dökmeye devam ediyordu. “Tekrar söyle şerefsiz köpek!” Hırladım iğrenç yüzüne karşı. “On üç çocuğa taciz ettim.” Dedi ve devam etti güçsüz bir sesle. “Lütfen Allah için su artık dayanamıyorum lütfen.” Dediğinde bağlı olduğu sandalyenin etrafında döndüm. Halil’e suyu ver babında kafamla onay işareti verdim. Suyu içtiğinde konuştum. “Demek on üç çocuğa taciz ettin.” Masanın üzerinde duran kalın uzun dikiş iğnelerinden birini aldım. Ona doğru ilerledim. On üç kez sesli bir şekilde sayarak iğneyi bağlı ellerine batırdım. Çığlıkları feryatları bulunduğumuz odayı inletiyordu adeta. Ve bu çok hoşuma gidiyordu. Kahkaha attığım sırada Karan savcı bana dehşetle baktı, bir an delirdiğimi düşünmüş olmalıydı. “Sen...” dedi ve devamını getiremedi. Baştan aşağı baktı bana, gözlerine inanamıyor gibiydi. Boğazını temizledi devam etti. “Sen gerçekten mükemmel bir kadınsın Sahra Nil Cevher. Fakat her konuda mükemmelsin, ürkütücülük, zekilik... Hayran olunası bir şey aynı zamanda korkutucu da.” Sözleri beni şaşırtmıştı. “Henüz bir şey görmediniz savcım.” Göz kırparak elimdeki iğneyi ileride ki masaya geri bıraktım. Üst kata çıktığımda peşimden geldi ardından Halil ayaklandı oturabilirsin anlamında elimle durmasını söyledim. Sadece Karan Alsungur ve ben üst kata çıktık. “Bak Sahra haklısın fakat, adaleti bu yollarla sağlayamazsın.” Dediğinde ona dönüp gözlerimi irice açtım. Tek bir tepki bile göstermedi geri çekilmedi.All Rights Reserved
1 part