Kızıl Kelebek, yaşadığı acı kayıp yüzünden bir gün kanatlarının küle dönüşeceğini bilmiyordu.
Nobel ödüllü olan insan DNA'larıyla oynanan proje kanser hastası kız kardeşinin sonu olmuştu.
Ve o günden sonra hiçbir şey Tansu için aynı olmamıştı...
Kardeşini ellerinden alan projenin peşine düşüp başka bir ülkeye,hiç bilmediği insanların arasına düştüğünde Sınırların Ötesinde bir evrenin büyüsüne kapılacağından bihaberdi, bu büyü onu halka gibi içine çekip yutmak isterken karşısına çıkan gizemli adam Tansu'nun tüm sınırlarını yerle bir etmiş, bu bilim kurguyla nefes alan dünyanın içine onu hapsetmişti.
Ama bu masumane bir hapsoluş değildi... Onların hikâyesi hiçbir zaman masum olmamış, olmayacaktı da.
Her geçen gün akılalmaz sırlarla yüzleşen Tansu, ilerleyen zamanlarda kendisini yıkıp geçecek olan bu gizemli adama güvenmeye başlıyordu ama bu güven ikisinin de sonunu yazıyordu...
" Bu aşk bir girdap Tansu ve ben, içine düşmeyi kendim istiyorum. Kaybetmekten nefret eden ben uğruna kendi sonumu kendim yazıyorum..."
" Bu aşk bir felaket Miran ve ben, uğruna kanatlarımın yeniden küle döneceğini bile bile seninle yanmak, herkesi yakmak istiyorum. "
🦋
#teknoloji 4.sıra' 06.09.23
25 yaşında olan genç kadın geleceğine mi bakmalı yoksa geçmişine mi sıkışıp kalmalı...
peki bu genç kızın yaşadıkları bir yalan çıkarsa veya Küçük bir çocuk iken ailesinden kopartıldıysa...l
bir taraftan evlat acısı yaşayan anne, baba Bir taraftan kardeş acısı yaşayan abiler...
daha ikizini tanımayan çocuk...
daha ablasını tanımayan ve onu hep merak eden küçük kardeş...