Jungkook'un sol kasığındaki dövmenin üzerinde gezdirdi baş parmağını. "In La Kesh. Ne anlamaya geliyor?" diye sordu. Genç oğlan birbirine sıkıca bastırdığı dudaklarını araladı. "Birbirimizin başka yüzleriyiz demek." Taehyung dövmenin üzerine küçük bir öpücük bıraktı. Biraz baskı uygulasa dağılacak, havaya karışıp gidecekti sanki. Jungkook öyle narin, öyle zarif geliyordu gözüne. * Jungkook'un başı ne zaman derde girse Taehyung gizlice ona yardım ederdi. * Taehyung yaptığı işe ters düşen bir adamdı, Jungkook ise çocukluğundan beri dürüst kalmaya çalışan bir yalancıydı. * Kendine Chemosh lakabını takmış bir katil, iki erkek, iki kadın olmak üzere dört kişiyi öldürdü. Kendine has bir öldürme yöntemi kullanıyordu. Kurbanlarının ellerini, ayaklarını ve yüzünün tamamını bantlayıp ensesinden vuruyordu. Öldürülen kadınlardan bir tanesi davayı üstlenen Başkomiser Taehyung'un kendi kız kardeşiydi. Taehyung, aylarca katilin peşinde koştu ama bulamadan katil biranda ortalıktan kayboldu. Cinayet işlemeyi bıraktı, kendini belli etmedi. Chemosh yıllar sonra sessizliğini bozdu ve aynı yöntemle iki kişiyi daha öldürdü. Ancak bu sefer daha hırslıydı. Taehyung'un eskiden yakın arkadaş olduğu Taepyong'un oğlu Jungkook'un çalıştığı gazeteye bir mektup gönderdi. Bütün gazetelerin ne kadar güçlü bir katil olduğu hakkında yazılar basmasını istiyordu. Aksi taktirde öldürmeye devam edecekti. Bir süre sonra Taehyung, Jungkook'un bu işlere karıştığını acıyla fark etti. Çünkü genç oğlanın evine biri girmiş, sahipsiz siyah bir bant bırakmıştı. Açıkça Jungkook'u tehdit ediyordu. Taehyung, Jungkook'u güvende tutmak için kendi evine aldı. Kendi karısı Wendy ve oğlu Soobin ile daha önceden tanıştığı için Jungkook'un yabancılık çekmeyeceğini düşündü ama sonradan asıl yabancının kendisi olduğu hissine kAll Rights Reserved