Ben mışıl mışıl uyurken huzurluyum sanıyordum. Beni ısıttığını sandığım sobanın o hiç görünmeyen dumanı beni zehirlemişti... Ben o görünmeyen dumanla zehirlenmiştim... Ve anlamıştım "Saatler sadece zamanı değil insanı da gösterirler." ... "Rahat bırakın beni, ne istiyorsunuz?" Ağlamaklı sesimle sordum ona. Köpeğiyle yanıma eğildi. Korkup geri gittim. Köpeğin nefesi ile adamın nefesini hissediyordum. Hangisi daha kötü karar vermek güçtü. Köpeğin başını okşayıp onu sakinleştirdi. "Bir adama kurban gitmek mi isterdin bir köpeğe mi?" dediğinde korkuyla köpeğe çevirdim gözlerimi. Korkunçtu. İnsan olsa belki merhamete gelirdi. Anlardı konuştuğumu. Köpek anlayamazdı beni. Oysa bir köpek süründürmezdi. İnsan ise sonuna kadar... O an bir köpeğin elinden kısa sürede can vermenin bir insan elinde sürünmekten daha iyi olduğunu düşünemedim. Başım korkuyla titrerken düşündüm. "Cevap ver" dediğinde yeniden düşündüm. Kendisini kastetmiyordu. Köpek mi ben mi demiyordu. Herhangi biri... Peki o adam nasıl biri? Herhalde köpekle beraber şıklarda ise onun gibiydi. Daha fazla düşünemeden bana sıcak gelmese de daha ılımlı gelen cevabı verdim. "A-dam... Adamı seçerim" Başını salladı. Sanki istediği olmuş gibi. Korkuyla göğsüm oynadı. "Peki. Sen seçtin biz de sana istediğini vereceğiz" dediğinde birden kapı çarpılarak açıldı. İrkilip oraya baktım. Önümdeki adamın hızla ayağa kalkma nedeni kapıdan girmiş o adamdı. ... Elinde tuttuğun iple bana salıncak kuracaksın sandım. Oysa sen geçirdin sonra boynuma, ben kendimi astım Elbet beni o ipten kurtaracak bir can çıkar Bir teselli, bir ferahlık bekleyişiydi kastım...All Rights Reserved