Vaktiyle, herkesin sevip hürmet ettiği bir adam, hali ve tavırları garip bir köleyi satın almıştı. Köleyi alıp konağına götürdü. Ona yapacağı işleri öğretti ve:
Benden bir isteğin var mı?? diye sordu.
Kölesi: Efendim! Her emrinizi gücümün yettiği kadar yerine getirmeye çalışacağım. Yanlız sizden şu üç şartımı kabul etmenizi istiyorum;
Birincisi, namaz vakti girdiği zaman bana müsade etmenizi.
İkincisi, beni gündüz çalıştırıp, gece meşgul etmemenizi.
Üçüncüsü, bana bir oda tahsis edip, oraya başkasını sokmamanızı, sizden rica ediyorum.
Bunun üzerine adam: Peki, istediklerini kabul ediyorum. Evimin odalarına bak. Hangisini istersen ondada otur.dedi.
Köle odaları dolaştı, sonunda eski ve harap bir odayı seçti. Efendisi buna şaşırdı ve kölesine:
Niçin bu odayı seçtin?? diye sorunca o garip köle:
Ey efendim! Bilmez misiniz ki, Allah ile beraber olduktan sonra, harap olan yer saray olur. Diye cevap verdi. Odasına yerleşti.
Aradan günler geçtikçe o zengin kişi, kölesine karşı gittikçe artan bir hürmet duymaya başlamıştı. Dürüst ve çalışkan olan, az konuşan kölesine, yediğinden yediriyor, giydiğinden giydiriyor ve ona bir arkadaş hatta kardeş gibi davranıyordu. Fakat onun halini ve hareketlerini de merak ediyordu.
-" Elinde ki yüzükle birlikte benim altıma yatamazsın küçük hanım..."
Sağ elimde değerini yitirmiş yüzüğümü çıkarıp bar tezgahına koydum . Akına son vedamı içimden yaparken Savaş çoktan dudaklarıma gömülmüştü ...
๑๑๑๑
♡♡♡♡
+18