"Bir lavacunla geldiğimiz noktaya bak, hastane odası!"
"Lahmacun demek istedin heralde?"
"Lahmacun, lavacundur"
Bir lahmacun aşkı, bir karışan bebekler hikayesi.
Lahmacuna aşık iki arkadaş, kardeşte diyebiliriz. Umursamaz, serseri, hafif bir şekilde(!) feminist, narsist ve kinci olan pera, peradan hallice olan pars, lahmacun için girdikleri yerde peranın karıştırıldığını öğrenseler. Peranın her gün olaylı, kaoslu, deli dolu günleri devam edecek mi?
Hayatları lahmacun, müzik ve birbirlerinden oluşan pera ve parsın hikayesine hoşgeldiniz.
'Cringe, klişe sahneler vardır. Argo kelimeler kullanılmaktadır. Linçleyecekseniz mümkünse gelmeyin'
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...