Kuzgunun Öfkesi
  • Reads 73
  • Votes 11
  • Parts 3
  • Reads 73
  • Votes 11
  • Parts 3
Ongoing, First published Sep 14, 2023
Mature
Rüzgar, atın yelesini savururken kendi evine doğru gitmenin huzuru vardı içinde. İntikamını en etkileyici şekilde alacaktı. Hakkı olan her şeyi geri alacaktı. Bir gün gelecekti. O gün geldiğinde gerçek Kuzgun'un öfkesini göreceklerdi. Ancak o güne kadar kendisine yakın tutması gereken biri vardı. 

O kişi öldürdüğü adamın yan odasında kalan Prenses Freya'ydı. Bütün kraliyet soyundan nefret ediyordu ancak bir tek o, bir tek Freya, ona güzel geliyordu. Nefret edilemeyecek kadar güzel. Çünkü Freya Kuzgun'un ilk ve tek aşkıydı. Bütün bu planlardan onu bir tek kendisinin yanındayken koruyabilirdi. Bütün Solthania İmparatorluğu'na meydan okuyacak güçte olan Kuzgun, bir tek Freya için dizlerinin üstüne çökerdi. Çünkü bu aşktı.  Ancak bu aşk bütün Solthania'yı tehdit edecek derecede büyüktü. Çünkü Kuzgun aynı zamanda Theodore Rosenheim'dı. Solthania'daki en yetenekli asker. Asker güçleri vardı. Karanlık büyüsüne hükmediyordu. Bu karanlık Solthania'yı içine alırdı almasına ama yanında korumak için tuttuğu kadın aydınlık ruhları temsil ediyordu. Bu iki tezat yürek, kıyameti başlatacaktı.
All Rights Reserved
Sign up to add Kuzgunun Öfkesi to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
TUĞRA [İNVERNESS 1] by EbruMelekT
57 parts Ongoing
Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."
You may also like
Slide 1 of 10
TUĞRA [İNVERNESS 1] cover
Lidena cover
Solcu Aşk +18 cover
||Reven Maria Potter|| cover
FERİT (GAY) cover
BAL ÇİÇEĞİ +18 cover
Turuncu - Bxb cover
FELAKET'İN KOLLARINDA cover
Kaderden Kaçış cover
YAŞAMAYANLAR cover

TUĞRA [İNVERNESS 1]

57 parts Ongoing

Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."