Ruhun doğumu bir geceye bağlı değildi.
Ölümünün bir geceye bağlı olmadığı gibi,
Sessiz varoluş'lar bir yok oluştu bizler için.
Biz gerçeklerden hep kaçtık şimdi yüzleşme zamanıydı.
Acılara, intihara, vazgeçişlere kavuşma vakti gelmişti.
Hatta çoktan geçmişte olabilirdi.
Çıkmaz sokaklardın benim için ama ben o sokakta kendimi buldum senin karanlığın ışığım, çığlıkların sesim, yalnızlığın evim, intiharın benim nefesim oldu. Bilemedin sen görmedin duymadın hissetmedin beni. Ben yıldız diye gözlerine baktım...
**
Gözler yalan söyler mi Akif?
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.