SABRED YA KUL Çok uzaklara gidip ortadan kaybolacaktım hatta kaybolmaya yelken açıp sarı vosvosumla anılarımı yazıp her diyarda farklı bir çorba içecektim. Yola çıkmaya hazırlanıyordum pazar çantam bile hazır içine okey takımını dahi koydum. Kafam matematiğin bilinmeyen denklemindeki katsayısı kadar y ekseniydi sarma sigaramı yakmış eşyalarımı yerleştirirken Kennedy başkanı gördüm duvarlara yasasın kapitalizm yazıyordu beni görünce yazmayı bıraktı ve kaçmaya başladı çünkü benden korkuyor beni “rak farila” şikâyet ediyordu çünkü onun köpeğiydi. Köpekler sahiplerine bağlı ama düşmanlarına korkaktır bunu unutmayalım. O sıra telefonum çaldı arayan bizim berberci Bob amcaydı Pac Didy falan buluşmuşlar batak oynamaya çağırıyorlardı dedim giderken uğrarım ama nerde kaçacaktım çok bunalmış kaybolmanın zevkinde gayfe içip tarhanaya düşmek istiyordum. Ölü gibi ruhani bilmecenin Araf resminde karikatür katiliydim Ya da kendimi her defasında kelimelerde öldüren devrim yapmaya çalışırken sadece kadehi deviren sarhoştum ise yaramaz sadece yazmayı seven bir kurgusal zebaniydim. Sarı bombaya binip yolu yarılamıştım “nov jerseyden” tam çıkmıştım ki zalimin gizini gördüm Madonna teyzenin kuzenin kızı Snov Tha Product onu o kadar sevmeme rağmen bir türlü beni görmemiş hatta Tech N9ne’nin crusuna girip bana maçı çevirememiştim maçı çeviremediğim tek maçtı beklide bu yüzdendir huysuzluğum bu yüzdendir kendimi öldürmem kelimelerde Hümeyra’nın sessiz gemisindeki amele gibiyim kendimi yollara atmış gidiyordum ve o sıra radyodan öyle bir şarkı çaldı ki beni bir kez daha kendime getirdi bu çalan şarkı tüm sabredenlere gelsin o zaman "Nas feat Damian marley PATIENCE unutmayın sabredenler ya meşke kapılır ya da üzümde incir arayip cayla sabahlar.