Sözlerime karşılık ayaklandığında masanın üzerinde duran eldivenleri aldı. "Boksör'üm." dedi o sert ses tonuyla. O anda, babamın eskiden boksla ilgilendiğini ve bu işe hile karıştırdığını hatırladım. Çok küçükken babam boks izlemek için bizi yasa dışı bir yere götürmüştü. Onun yaşıtlarında adamlar tek tek dövüşüyordu, babam iri yapılı bir adama "öldürmeden dönme." sözüyle aklının alamayacağı parayı ona sunmuştu adam da tabiki bunu kabul etmişti. Karşısındaki rakip ezeli düşmanı Erdem Ülçe'den başkası değildi. Adam başta ıskalasa da bu girişimi sonunda başarılı olmuştu ve orada o adamı öldürmüştü. O an küçük bir çocuk babamın yanında oturan bana öyle bir bakmıştı ki o bakış içime işlemişti adeta... sonrasında "baba" çığlıklarıyla ringe koşmuştu. Babamsa yüzünde gülümsemeyle bizi apar topar arabaya bindirip eve götürmüştü. Şimdi o taşlar yerine oturuyordu, o küçük çocuk şimdi tam karşımdaydı. Babasının öldüğü o yerde intikam ateşini geri yakmıştı. O şimdi buradaydı çünkü büyümüştü ve intikam zamanı gelmişti. O da ya babamı öldürecekti ya da onu çok yaralayacak birini. Bakışları gözlerimde gidip geldiğinde, derin bir nefes alma isteğiyle doldum. O gün orada o adamın kızını hatırlıyordu, ve benimde o anı hatırladığımı biliyordu. Gözlerinden öyle bir duygu geçti ki... bin tane bıçak sırtıma tek tek saplandı. Ve sonunda beklediğim o delici söz kulaklarıma doldu. "Herkesin intikamı kendine." yavaş ve kendinden emin adımlarla odadan çıktı. Sözleri ise zihnime bir bir kazındı.
5 parts