Dört arkadaş, dört can vardı bu yolda. Daha küçüklükten beri birbirlerini tanıyorlardı, aralarından ne su sızar ne de sızdırılırdı. İyi gününde, kötü gününde birbirlerinin yanından ayrılmazlardı, çok güçlü bir bağ vardı aralarında.
Kim mi onlar?
Kıdemli Üsteğmen Nazlı Öztürk
Üsteğmen İrem Öztürk
Üsteğmen Şeyma Arslan
Üsteğmen Deniz Ülkü Akarsu
Çantalarını alıp araca yerleştirdiler ve koltuk numaralarına bakıp oturdular. Camdan ailelerine gülüşlerini yollayıp el salladılar, araç hareketlenmeye başlamıştı ve kızlar birbirlerine bakıp fısıltı ile "Başardık" dediler.
Daha çok şeyler başaracaklardı, bunlar onlar için daha bir başlangıçtı veya hiç başlamamıştı.
Mahalledeki küçük çocuklar yoktu karşılarında, ne tahtadan silahlar ne de küçükken "Oyun işte" denilebilecek bir askerlik.
Gerçekler başlıyordu, Asenalar geliyordu...
Yüzbaşım: Kimsiniz hanım efendi ?
Siz: İlerideki karın çocuklarının annesi basının tacı gönlünün Sultanı
Yüzbaşım: İlla diyorsun uğraş benimle öyle mi?
Siz: Evet
Yüzbaşım: O zaman sana kötü bir haberim var
ben işsiz bir adam değilim ve boşa harcayacak bir vaktimde yok.
Siz: Nasıl
(Tek tik)
Siz: Engellediniz mi beni Ayy hayır ya ben hiç böyle hayal etmemiştim of...
Siz: Neyse bana hat mı yok Kocam olacaksın ulan o kadar.