Burnu zedeleyen ağır koku, uzun, pis tırnaklar, yaralar ve kirden seçilmeyen bir yüz... Çim yeşili parlak gözler.
Kuzey Irak'ta esir düşmüş Teğmen Umay ve kekeme bir adam.
Artık küçük bir çocuğun zekasıyla eşdeğer değildi Özgür'ün aklı. Yazıyor, okuyor, para sayabiliyor ve teklemeden konuşuyordu. En büyük değişiklikte yüreğindeydi. Umay'ını istesede ilk başlardaki gibi öğretmeni, arkadaşı olarak göremezdi. Yeşillerine can veren Umay'ın toprak gözleriydi.
Ancak bir sorun vardı, her an kampı Türkler basabilirdi. Bu da Özgür'ün ölümü, Umay'ın yaşamına geri dönmesi demekti.
|Terör sempatizmi yoktur. İntihar Timi kitabının ikincisidir, ancak ilk kitabı okumak şart DEĞİLDİR. Herhangi bir bağlantı yoktur.|
Ben Deniz Denizoğlu.Boktan psikolojiyle yaşamaya devam ediyorum.Tüm sevdiklerimin gitmesine rağmen yaşamaya devam ediyorum.Abimle yengemin arabayla yuvarlandığı uçurumun yanına geldim. "Neden?" dedim acı içinde.Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım.
"Herkesi yanına aldın.Tüm sevdiklerimi yanına aldın.Neden beni de almıyorsun?" Bu bir isyan mıydı bilmiyorum.Ama artık kimsem yoktu bu hayatta.Telefonumun çalmasıyla kendime gelmeye çalıştım.Ben zayıf birisi değildim.Madem hayatta kalmam gerekiyordu,kalacaktım.