Çocukluklarına dayanan bir aşk hikayesi Mirza ve Yiğit'inki. İkiside büyük şimdi belki ama hala çocuk. Mirza takıntıları ve korkuları olan bir çocuk iken, Yiğit büyümek zorunda bırakılmış bir çocuk mesela. Peki bir çocuk nasıl olur da takılıp düştüğü yarayı kendi başına temizler? Zor olur belki ama yanında yol arkadaşı olduğunda canı neredeyse hiç acımaz. O yol arkadaşı sevdiği, olduğunda bile sürekli güçlü durmak için birbirlerini desteklerler. Ve hep yolun sonu için savaşırlar. Sadece cesaret kurtarabilir onları. Güç ve sevgi, duygular ve cesurlukları. Yaralarını unutup ayağa kalkmak için sadece bu silahlara ihtiyaçları vardır aslında. Güç ve sevgi silahını sürekli Yiğit taşır mesela. Duygu ve cesurluk kılıçlarını ise sürekli Mirza taşır. Onlar hep sırt sırda bu şekilde savaşmıştır. Onlar karşılarındaki insanların haberleri bile olmadan, çoktan hazırdılar. Peki ya düşmanları? Evet onlar ise yeterince insanlık yoksunlarıydılar. Peki iyi olan hep kazanır mıydı? Hayır, şimdilik kaderin önüne geçmeyeceğiz. "Sabahları güzeldir fakat geceleri hep daha kısa gelir insana. Bu yüzden daha özeldir gece, bazıları için." "Bu bir Mirİt hikayesidir."