Herkesin kendi klasiğini yaşadığı bir yer burası. Hikayeler bilindik olsa da, her zihinde yeniden yazılan, hiç bitmeyen bir hayal olarak kalır.
Asıl hikaye, yaşadığındır..
"Ben önde o arkadaydı. Attığım her adımda kafamda kurduğum sayısız kaçış planları, her seferinde onun elinde tuttuğu silahın patlamasıyla son buluyor, içinde ölüm barındıran o demir yığını içimdeki deli cesaretini acizliğimle yüzleştiriyor ve nihayetinde beni yüzüstü bırakıyordu. Aslında ölümden korkan biri değildim. Bunu da nereden çıkarttığımı bilmiyordum gerçi. Sanki her gün ölümle burun buruna geliyormuşum gibi birden bire ölümden korkmaz olmuştum. Evet, içten içe ölümü bir yerlerde kabullenmiştim belkide ama şuan ölümü istemememin sebebi ondan korkmam değil, şuan sırası olmamasıydı.
Aslında, ben düpedüz saçmalıyordum. Ölümün sırası olmazdı ki !
En azından, bizimkilerden önce ölmesem iyi olurdu.."