Bulutların üzerinde, pembe renkli evlerde, uysal ırklarla, kolay olanlarla yaşayamayacağımızı biliyordum. Biz, diğerlerine farklı geliyorduk, farklı gelecektik. Belki kötü söz, çokça nefret, belki de kinler biriktirecektik. Her gün hiç tanımadığımız biri tarafından kırılacak, hakarete uğrayacaktık. Her sabah umursamamayı öğrenecek ama her akşam neden diye sorgulayacaktık. İtilecek, istenmeyecek, ötekileştirilecektik. Yine de yan yana olacaktık, zorluğu yenecektik, olduğumuz kişiyi, olduğumuz bedeni sevecektik.
Yavuz üç çocuğunu ve eşini gözlerinin önünde kayıp eder. Şizofreni başlar ve ressam bir genç çocuğu en büyük oğluna benzetip kaçırı. Ona kendi oğlu gibi davranır