Bir söz vardır bilir misiniz?
Çekirge bir sıçrar iki sıçrar üçüncüde ele geçer.
Bir insana bir kere denk gelirsin. Önemsemezsin. Senin için herhangi biridir o. Bir müddet sonra ikinci kere denk gelirsin. Bir yerden tanıyorum dersin. Hatta deja vu yaşaya da bilirsin. Ve tesadüf o ya, üçüncü kere de karşılaşırsan ya aklını kullanır, bu işte bir iş var dersin ya da yapabileceğin en büyük aptallığı edip, tesadüfe bağlarsın. Eğer sen "tesadüfe" bağlıyorsan sadece aptal değilsindir. Aynı zamanda korkaksındır.
Peki, tesadüf diye bir şey var mı? Kâinatta her şey düzen ve uyum içinde, nizamik bir şekilde seyrederken sen markette karşılaştığın "rastgele" bir insanı, tesadüfe bağlayabilir misin? O kişinin markette olması veya olmaması senin geleceğini, kaderini etkileyebilir mi? Ağaçtan düşen hiçbir yaprak, yeryüzüne düşen hiçbir su damlacığı tesadüf eseri değildir. Biriyle herhangi bir yerde karşı karşıya gelmek gibi. Buna rastantı dedin anladım, peki bu kişinin ikinci defa karşına çıkması "rastlantı, tesadüf" mü? Yoksa yüce yaratıcının senin için oluşturduğu kaderin yavaş yavaş ortaya çıkması mıdır?
Hikayeye başlamadan bunu bir düşünün istedim.
Sıkı kurallara ve iyi bir disipline sahip olan Komutan'ın, kurallarına karşı gelerek düzenini işgal eden askerin hikayesi.
*
Gerçekte kurguda bulunan bazı sahnelerin söz konusu bile olmayacağını bilerek yazdım. Tsk ile başımız derde girmesin.