"Dışım vatan sana canım feda derken, içim 'vatan sendin be aşkım' diye haykırıyordu."
Duyduğu şu cümle içten içe o kadar sarsmıştı ki kadını, boşlukta hissetti kendini bi an: 27 yılı biraz geçkin hayatını sorguladı kendi kendine...
Duygularının silindiğini hisseden bu kadın da bir askerdi ancak izlediği bu şahadet sahnesi, şehidinin ardından dökülen gözyaslari kendisinin ne kadar kimsesiz olduğunu çarpmıştı adeta yüzüne.
Onun, ne gelemeyeceğini bilse de nizamiyede bekleyecek bi Gökçesi ne de görmeden sesine yanacak bi Muratı vardı...
O Nazlı Gökçen Ateş'ti: mücadeleyi yaşam biçimi benimsemiş, bırakın rüzgarlarda savrulmayı fırtınalara tek başına kafa tutmuş güçlü bir kadın...
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024