Tan Vakti Kan
  • Odsłon 507
  • Głosy 5
  • Części 21
  • Odsłon 507
  • Głosy 5
  • Części 21
W Trakcie, Pierwotnie opublikowano paź 16, 2023
Açelya Dara Karayel ve Soysal Zaman'ın savaşı yıllar öncesinde başlamıştı; savaş meydanında tüm çiçekler ölmüş, öldürülmüştü. En yakınları içinden kayıplar veren Açelya ise kendini de kaybetmek üzereyken başka bir savaşçıyla tanımıştı, Giray Tan Adanır... İkisi mevcut yeni bir muharebenin ortasında aynı safta yan yana savaşırken Açelya tanıştığı bu adamın etkisiyle yeni bir sayfa açacak, Tan ise kendine verdiği sözleri çiğneyerek hayatında bir kişilik daha yer açacaktı. 

"Hata mı yapıyoruz Tan?" Diye sordum merakla. 

"Bizi kim cezalandırdı Açelya? Kim bize sevmeyi yasakladı? Kendimiz yaptık bunu, kimse değil ve asıl hata oydu." Haklıydı ve bu hoşuma gitmişti. 

"Ben artık cezalı olmak istemiyorum." Diye mırıldandım çenemi dikerek. Tan tavrıma güldü, çok güzel gülüyordu. "Ben de öyle." Dedi başını sallayarak.
Wszelkie Prawa Zastrzeżone
Zarejestruj się, aby dodać Tan Vakti Kan do swojej biblioteki i otrzymywać aktualizacje
lub
#46gizligörev
Wytyczne Treści
To może też polubisz
KOD ADI: GÜNEŞ  autorstwa RapunzelSeviyor
35 części W Trakcie
[|Arkadaşlar kitabı bir yayınevine gönderdim ve geri dönüş bekliyorum. Değerlendirme için de kitabı baştan sona düzenlemeye alacağım. Bölümler gelmeye devam edecek ama net bir tarih vermem şu an mümkün değil. Oy ve yorumlarınızla destek olursanız çok mutlu olurum.|] "Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"
To może też polubisz
Slide 1 of 10
KOD ADI: GÜNEŞ  cover
CANLANAN KUKLA (TAMAMLANDI) cover
Aysu(Gerçek ailem) cover
Hurt Me /yarı texting cover
TERAZİ  (Tamamlandı) cover
Sahtekar  cover
İtalyan Mafya mı? cover
Aşiretmiş ( Gerçek ailem) cover
ÂFİTAP cover
MAHKUM cover

KOD ADI: GÜNEŞ

35 części W Trakcie

[|Arkadaşlar kitabı bir yayınevine gönderdim ve geri dönüş bekliyorum. Değerlendirme için de kitabı baştan sona düzenlemeye alacağım. Bölümler gelmeye devam edecek ama net bir tarih vermem şu an mümkün değil. Oy ve yorumlarınızla destek olursanız çok mutlu olurum.|] "Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"