"Hayal kurmaktan vazgeç, ama öldürme içindeki çocuğu. Aşık ol, ama asla verme kalbini bir yabancının avuçlarına. Güven, ama kimseye kendini savunmasız bırakma asla. Her şey göründüğü gibi olsa denize elini daldırdığında parmakların mavi rengine bürünürdü unutma. "
İşin en üzücü tarafı, Duru'nun ellerinden akıp gitmiş çocukluğu ve asla olamayacağı hayalindeki kadından uzak oluşuydu. Ama bir adam buldu, o adam siyahtan korkan kızın dünyasını siyaha bürüdü.
Kasabanın avukatlarından olan ve yılların davasını çözmek için çabalayan Duru'nun tek sorunu, bu davaları çözmesi için çocukluk aşkı Taylan Aziz Ceylan'ın kasabaya gelmesiydi.
Gençlik yıllarını geçmişinin tozlu sayfalarına gömen Duru ise, kendini o geçmişte silivermişti bile.
"Suçumu üstlenmeyip yıllardır bu kadar suçlu hissetmek içten içe, kendimi bir yalana inandırtmışken tekrar gerçek sandığımın benim zavallı yalanlarımdan biri olduğunu görmek. Evet, 28 yıllık hayatımın her bir yılının bana kattığı acılar buydu. On beşimde hayatıma giren Taylan ise, benim hayatımın dönüm noktası değil, hayatımda bile olmayan yaşam kaynağım oldu."