"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu.
"Boşver beyi." deyip dudaklarıma yapışmasıyla neye uğradığımı şaşırdım. Karşılık veremedim çünkü o dakika sanki her şeyi unutmuş gibiydim ve hiçbir şeyi bilmiyor yapamıyordum...
Çekileceğini anladığımda elimi ensesine attım ve kendime daha çok bastırmaya başladım, karşılık vermeye başlamıştım...
Elimden tutarak ayağa kalktığında bende kalktım, çekilir çekilmez ilk fırsatta konuştum, "Koridorun sonu sağ oda." dememle gülümsedi, tekrar dudaklarıma yapıştı ve beni kucağına alıp hızla odaya götürdü.
İçeri girdikten sonra beni yatağa bıraktı ve dudağımı öpmeye devam etti, yavaşça kayarak boynuma gömüldü ve boynumu emmeye başladı.
İnlemeye başladığımda duraksadı ve tekrar devam etti, boyun etimi koparmak ister gibi emiyordu, bir yola giriyordum, sonu açık ya da kapalı, ama bir yol başlıyordu benim için...
Kitaplara aşık olmasan bu satırlara bakıyor olmazdın.
Yeni bir evren keşfetme isteği, yeni karakterlere olan hayranlık duygusu ve belki de kendi dünyamızdan bir kaçış yolu. Nedeni ne olursa olsun kitap okumak tam anlamı ile andan kopuştu benim için. Biz okurların belki de en büyük ortak noktası okuduğumuz kitabın içinde bulunmak istemek veya o kitapta ki ulaşamayacağımızı bildiğimiz var olmayan karakterlere aşık olmak.
Peki bir gün kendinizi okuduğunuz kitabın içinde bulursanız? Ya da durun durun şöyle sormalıyım. Bir gün uyumak için yattığınız yataktan, okuduğunuz fantastik aşk kitabının kötü karakterinin yatağında kalksanız ne tepki verirdiniz?
Ben epey saçma bir tepki vermiştim.
Buyurun gelin bu bilinmeyen yolculuktan ve evrenden beraber çıkmanın yolunu bulalım. Sen yoksan her zaman bir kişi eksiğiz. Ne duruyorsun sende gel ve bir olalım. Yolumuzu bulalım. Belki de bulduğumuz yol çok da istediğimiz yol değildir bunu da hep beraber öğrenelim.
Başlangıç Tarihi: 28.08.2024