Gökyüzünün kasvetli bulutları , cennetin yasak elmalarına benziyordu . Uzanabildiğin kadar yakınında , gerçek olamayacak kadar uzağındaydı . Uzaklık tehlike çanlarını öttürdüğü vakitte , günahları ellerinde sen yuvarlayabilirdin . Günahlar yaşayabilmek için vardı ve şu an sırtıma baskı uygulayan pütürlü duvar , aramızdaki günah ateşinin çatırtılarını sunuyordu. Günahlar cezbediciydi . Sert yanağının üzerindeki kirli sakalları sıcaktan patlayacak olan yanaklarıma baskı uyguluyor , her an kendi nefesime yetişemeyeceğimi güzel bir dille vurguluyordu .Uzun , kavisli kirpikleri cehennemden bir günah üflüyordu ruhuma. Sakal bırakan erkekleri her zaman itici bulan ruhum şu an o kuralı bozuyordu . Sanırım dünya üzerinde sakalın tek yakışacağı insan , karşımda öfkeden kuduran biriydi ve kabul ediyorum ki korkum duvarın kenarından vücuduma kötülük salacaktı . "Sana söylediğim şeyleri hatırlıyor musun?" Çıkık adem elmasından gözlerimi ayırıp , derince yutkundum . Gözlerimi zehirin en koyu tonuna sahip olan gözlerine çevirdiğimde kafamı uysalca salladım . "Beni çıldırtmak için mi yaratıldın?" Kaşlarını derince çatıp , alnında iki çizgi oluşmasına neden oldu . Çizgiler birer çukur gibiydi sanki üzerinden iki kadeh tokuşturulurdu . "Dilini mi yuttun?" Üzerime biraz daha eğilirken , bacaklarımdaki son güçle bedenimi ayakta tutmaya çabaladım lakin her an pestilim yere serilebilirdi . "B-ben .." Yutkundu. "Sen?" Yutkundum. Herhangi bir çalıntı , kopyalama ve benzeri şeyler durumunda , gerekli hukuki işlem başlatılacaktır.All Rights Reserved
1 part