"Oyun oynamayı sever misin?" diye sordu tehlikeli bir gülümsemeyle. Ruhsuz bir şekilde ona "Evet" cevabını verdim. Gülümsemesi yüzünden silindikten sonra "Peki ölmekten korkuyor musun?" dedi. Dudağımın bir köşesi yavaşa yukarı doğru kıvrıldı. "Hayır, korkmalı mıyım?" Elinde tuttuğu silahla ateş etti ve kurşun tam kulağımın yanından geçti. Olduğum yerde hareket etmeden onun gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Ben sırıtmaya devam ederken o ciddiyetini koruyordu. Bana "Korkmalısın." dediğinde kahkaha atmaya başladım. Kendini oyunun ebesi sanıyordu ama bilmediği bir şey vardı. Ben başkasının kurallarına uymayı sevmem. . . . Gece yapayalnız bir kızdı. Küçük yaşta katil olmuştu ve ilk cinayeti kendi öz babasıydı. Bu son cinayeti de değildi... Bir sürü insanı kandırmıştı ve onları öldürmüştü. Bir gün sevdiği adam olan Barış ona birlikte bu işi bırakıp yeni bir sayfa açalım deyip ona evlenme teklifi ettikten hemen sonra kafasından vurularak ölmesi üzerine Gece'nin hayatı değişmişti ama hayal ettiği gibi güzel bir hayata sahip olamayacaktı. Barış'ı kaybettikten sonra Barış'ın katilini bulduğunu düşünüp onu öldürmek için Rusya'ya gittiğinde kandırıldığını anlamıştı ama çok geçti. Onu kandıran adam tarafından kaçırılmıştı ve kaçırılan tek kişi o değildi. Onunla birlikte 11 kişi daha kaçırılmıştı ve onlarda Gece gibi pis işlere karışmışlardı. Onları kaçıran katilin amacı ise bir oyun oynamaktı. Kaybedenin öleceği bir oyun. Ama kurallar adil değildi ve onları kaçıran katilin kazanma olasılığı çok yüksekti. Fakat Gece oyun oynamayı severdi ve oyunu kendi kurallarına göre oynardı... KİTAP KAPAĞI TASARIMI: @havin_ecrin