Kimse bilmez doğan güneşin kendisi için acı mı, mutluluk mu, korku mu taşıdığını.
Fırtına olur, şimşekler çakar. Ardından bulutlar geçer, güneş açar. Belki bir gökkuşağı oluşur. İçinde taşıdığı tüm renkler beyazdan çıkar ve siyaha döner.
Dalgalar kıyılara vurduğu esnada derinlerden taşıdığı kumları getirir eteklerine, belki bir kaç deniz kabuğuyla.
Fakat biz saklanmışızdır ışık girmeyen bir mağaraya. Haberimiz yoktur doğan güneşten, oluşan gökkuşağından, kıyılara vuran dalgalardan. Duyduğumuz tek şey onların yarattığı seslerdir. Gürültülü, korkutucu, nefes kesici...
Ansızın birileri girer ışık olmayan karanlık hayatımıza. Dışarıdaki ışığı bir aynayla yansıtır saklandığımız mağaraya. "Gel!" der. "Gel, ne yapıyorsun bir başına karanlıkta? Bak burada her yer aydınlık."
ABARTMAYIN SADECE BEBEKLER KARIŞTI!
Yıllar önce hastanede başka bir bebekle karıştım. Gerçek ailemi sonunda buldum, ama abiler fazlasıyla önyargılı. İkinci şanslara inanmıyorum... Birine yıllar önce son şansımı vermiştim; o da kollarımda gitti. Şimdi ise bu garip, yeni hayatta her şey bana sadece biraz eğlence gibi geliyor.
✯✯✯
Bu hikaye tamamen hayali bir "gerçek ailem" kurgusudur. Yazım hataları oldukça az, mantık çerçevesinde yazılmış, eğlenceli ve sizi depresyondan çıkaracak bir kitap arıyorsanız Yeşim evrenine hoş geldiniz.
Bu tamamen hayal ürünüdür; lütfen izinsiz kopyalamayınız. Beğendiğiniz sahnelerden ilham alabilir veya benzerlerini oluşturabilirsiniz, ancak lütfen eserin asıl sahibini mutlaka belirtiniz.
"Yeşim" adıyla yazılan ilk gerçek ailem kurgusu'dur
"Karate" spor dalı ile yazılan ilk gerçek ailem kurgusu'dur.
Kurgumda lütfen reklam yapmayınız.