"Amber."dedi genç adam, elindeki şaraptan kalan kırıntıları dudağının kenarıyla sıyırırken. Kırmızı saten elbise giymiş bir kadının vücut hatlarının kendini etkilediği doğruydu. Sırtındaki açıklığı kapatmaya çalışan kızıl saçları ve boynundan kulağına uzanan dövmesi de buna dahildi elbette. Gözlerini ondan alamıyordu. Bir an önce yanına gidip onunla tanışmak istiyordu ama biraz önce yanına gelen uşağı onun yalnız gelmediğinden bahsetmişti. Sözde erkek arkadaşı olarak getirdiği casusu yanına hiç uğramasa da mekanın üst kartlarından birinde, onu korumak amacıyla izlediğine emindi.
"Bu sefer çok farklı."dedi ellisine yeni basmış uşak. Aaron'un elindeki bardağı nazikçe alıp elindeki tepsiye koymuştu. O da meraklı bakışlarla Amber'a bakıyordu. "Zannedersem bu akşam verilen davet, tabloların hiçbiri satılmadan son bulacağa benziyor."dediğinde, Aaron derin bir iç çekti. "Bizimde bir planımız var elbette. Haberin olduğunu sanıyordum Luke?"
"Elbette var, bay Aaron. Sadece onların bizden önce davranması ihtimalini göz önünde bulunduruyorum."dediğinde, Aaron, genç kadından bakışlarını kaçırdı ve kendisine bakan uşağına döndü. " Bu ihtimali gerçekleştirmeleri için Felix'in gelmesini bekleyecekler ve biz onlardan önce davranacağız. Nereye gideceğini biliyorsun,Luke."dediğinde, uşağı hafifçe eğildi ve arkasını dönerek oradan uzaklaştı.
Mekanın girişinde bulunan büyük saat, sekiz buçuğun üzerine gelmek üzereydi ve artık Aaron'un gerçekleştirmesi gereken bir planı vardı. Henüz paketinden yeni çıkmış olan metal çerçeveli gözlüğünü gözlerine yerleştirdi ve uzun zamandır beklediği anı gerçekleştirmek için harekete geçti.
"Amber'a yakın ol ve ona kim olduğunu göster, adamım."
-----
Kitap tamamen bana aittir.
Karakterlerin gerçek hayatla ilgisi yoktur. Hepsi hayal ürünüdür.
Kitap türü: Romantizm
Baş