HAB-I HAYAL
  • Reads 6,115
  • Votes 279
  • Parts 27
  • Reads 6,115
  • Votes 279
  • Parts 27
Ongoing, First published Oct 24, 2023
Mature
1 new part
İnsan hayatının değerini başına bela tufanı gelince mi yoksa yalanlarla dolu bir hayatın içinde bulunca mı anlardı? Kısacık bir rüyanın peşinden koşarak rüyayı odak noktasına getirmek; kaderin oyuna dahil olmak mı demekti? Güçlü olmak her zaman kazanacağının anlamına mı geliyordu? İnsan ilk görüşte aşık olur muydu? Gökyüzü, Güneş'e aşık olur muydu? İnsan neden bir eş arardı? İnsanlarda aşkın mesafesi engel miydi yoksa bir bahane miydi?

Kız çocuğu bir gece ilk büyük hayat sınavını verirken, oğlan da ateşler içinde yanarken kız çocuğunu rüyasında görüyordu. O sırada kader onların kader bağlarını örüyordu. Kız çocuğu hayat sınavında kaybederken, oğlan kız çocuğunu bulacağını inanıyordu. O geceden sonra o iki çocuk büyüdü. Kader oyunun ikinci perdesini oynatmaya karar vermişti. Yıldızlar, Gökyüzü, Ay hepsi ikinci perdeye hazırdı. Peki o  büyüyen iki çocuk hazır mıydı?

Hab-ı Hayal: Osmanlıca'da "Hayal uykusu, hayal halindeyken görülen rüya." demektir.
All Rights Reserved
Sign up to add HAB-I HAYAL to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SAHİPSİZ by _eleutheromania_1
80 parts Complete Mature
Başlama Tarihi: 27.10.16 Romantizm#4: 03.02.17 Hikayenin ilk bölümleri yıllar öncesine aittir. Gelişmemi izlemek istediğim için bu bölümlere dokunulmamıştır. Bir varmış bir yokmuş diye başlattı bir kadın masalı. Bir varmış bir yokmuş diye devam ettirdi ikinci kadın anlatılanları. İçerde bir yerde yalnızca beyni oluşan biri söz istedi üçüncü kadın olarak ve sonra devam etti ona söz vermeyen dördüncü kadın anlatılanlara. Altı, yedi, sekiz ve dokuz dedi birinci kadın buranın sahibi olarak ve sözü verdi dördüncü kadına. Dördüncü kadın tırmandı kelimeleri ta on dokuza kadar. Dokuz dedi, beni ürkütür ve verdi sözü beyni oluşan içerdeki kadına. Sözü aldı içerdeki kadın ve başlattı kimsenin anlatmaya cesaret edemediği o yaşanmışlıklara. Bir yerde durdu önce burası yirmi beş durağı olmuştu sonra devam etti anlatmaya. Yirmi altı dedi önce artık kolu çıkarken, Yirmi yedi dedi sonra bacakları annesinin karnını tekmelerken, Yirmi sekiz dedi midesi tüm yaşanacakları annesinden çeker alırken, Yirmi dokuz dedi dördüncü kadına nispet yapar gibi bir gür sesle, Otuz dedi çığlıklar, gözyaşları ve kanlı bir mücadele içinde, Ben üçleri seven bir efsaneyim, anlatılan masallarda sadece varmış denilen o kısımı severim ve otuz benim en iyi halim. Otuz sadece yaşayan yanım ve otuz oluşturur Anka diye adımı. Geriye baktığımda otuz ceset görürüm her birinin üzerinde bir tüy bırakarak. Ve masal sona yaklaşırken kazanmaz iyi olan kimse. Çünkü geriye sadece ben ve bıraktığım tüylerim kalır. Altında tek renkten oluşan kızıl bedenlerle.
You may also like
Slide 1 of 10
ATEŞ ÇEMBERİ I & II cover
SEVDA ÇİÇEĞİ cover
Mafyanın Tutsağı cover
EFSUN | Büyülü Ve Âsi Bir Sonbahar Rüzgarı  cover
Sahra cover
Another Day | Seungmin cover
ASYA cover
KIRGIN ÇIÇEKLER cover
SAHİPSİZ cover
FİKRİMİN İNCE GÜLÜ | DÜZENLENİYOR  cover

ATEŞ ÇEMBERİ I & II

62 parts Complete Mature

"Her ne yapacaksan ateşten bir çemberin ortasına düşebilirsin, biliyorsun değil mi? Uygar, seni oraya itebilir." Anlayışla gülümsedim bu defa."Biliyorum, itebilir," dedim ve ekledim: "İttikten sonra arkasına bakmadan gidebileceğini de biliyorum. Bir ateş çemberinin ortasına itilebilirim ama bu oradan kurtulamayacağım anlamına gelmiyor. Ellerim, kollarım, bacaklarım, saçlarım... her yanım alev alabilir; ancak ben bir şekilde oradan kurtulurum. Çünkü tedavi olmasını istediğim biri var."