"Beni bırakma, LÜTFEN!" dedim, sesim çaresizlikle dolu. "Ölümüyle hiçbir ilgim yok! Lütfen, bunu yapma. Tüm bu olayda suçsuzum!"
Ece, bir zamanlar en yakın arkadaşı, ilk aşkı ve daimi dostu olan Mert'in elini sıkıca tutuyordu. Ancak Mert, onun elini bırakmaya hazır görünüyordu, sanki hayatın kendisi parmaklarından kayıp gidiyormuş gibi.
"Neden farklı davranayım ki? Sen de aynısını Yeliz'e yapmadın mı?" diye alaycı bir şekilde sordu, gözleri öfke ve hınçla parlıyordu. "Bu, intikamın adıdır ve bu intikam benim ve Yeliz'in intikamı."
"Ne kadar fazla söylemeliyim sana? Benimle ilgisi yok. Neden bana inanmıyorsun? Lütfen, onun ölümünü bana yükleme. Suçsuzum, sana yalvarıyorum. Neden her seferinde kayboluşunu bana yüklüyorsun? Neden?" Ece'nin sözleri derin bir acı ve içten bir hayal kırıklığıyla doluydu. Sesindeki titreme, Mert'e gerçeği anlatmaya çalışırken daha da belirginleşti.