''Herkes kötü görüntüsünün altında iyi biri yaşatır. Ben kötü görüntümün altında daha kötüsünü yaşatıyorum.''
Bir insan düşünün. Gençliğinin baharında olduğunu sanıyor.
Ama hayatta görebildiği tek bahar, son bahar.
Bir aile düşünün. Çocuğu için çocuğundan vazgeçmiş bir aile.
Bir Hanedan ailesi.
Hükmün temelinin korku olduğunu, her seferinde gösteren bir hükümdar gelecek. Geldiğinde, kimisini yerinden, kimisini kellesinden edecek.
İhanet ve yalana dayanamayan aciz bir çocuk aslında, bu hikayenin merkezi. Sadece, Aciz bir çocuk!.
''Bunca şeyden hiç birini istemedim. Tek istediğim ailemin yanında, sevdiğimle yaşamaktı. Sınavım farklıymış.''
'' +Sana güveniyorum.
- Güvenme.
+Neden?.
-Kendimi yüz üstü bırakmışken, bir başkasının benden medet umması benim haneme işlenen bir günah olacak çünkü.''.
''4 kardeşim, 2 tane de arkadaşım var.. Bir hanedana üyeyim. Tahtı reddettim.. Çok geniş bir ailem var. Ama hepsini kaybettim.''
'' Benim gücüm kalbimde değil, zihnimde. Çünkü kalbimdeki boş yer, sadece sevdiğime ait. Onun yerini gücümle bile paylaşmam.''
''Ben Peter Hector Vaskervon. 1400 yaşlarında genç bir çocuğum. Annem bir Tanrıça. Babam bir Kral. Ben, bir Prensim. İçimde, dışa vurduğum izlenimden daha kötü bir şey yaşatıyorum. Sorumlu olduğum 4 kişi var. Evrendeki her gücü kontrol edebiliyorum. Enerjisi olan her şeye hükmedebiliyorum.. Bir zırhım var. İkiz kılıç kullanıyorum.. Tanrı olan dostlarım var. Düşman Tanrılar yakın zaman önce, kılıçlarım altında canlarını verdiler... Kalbimin hükümdarı, sonsuz uykusuna daldı.. İçi boş bir meyve kabuğundan farksızım.. Zamanında eğitmenlik de yaptığım olmuştu. Tek öğrettiğim ise, duyguyu yok edebilmek.. Zamanında verilmiş bir ismim daha var. O içimde yaşattığım yumuşamış ruhun adı. İsmi ne mi?. KARALTI.
+21 cinsellik ve şiddet içeren sahneler bulunmaktadır. Bu hikaye Dark Romance kategorisindedir ve küçük yaştaki arkadaşlar için uygun değildir. Lütfen dikkate alınız.
✩。:*•.───── ❁ ❁ ─────.•*:。✩
Senin için her gün saçlarımı saldım. Dudaklarımdaki ruju tazeleyip durdum. Parfümsüz dışarıya çıkmadım. Yeni giysiler aldım. O giysileri hakkıyla taşıyabilmek için kilo verdim. Sırf sen birkaç saniye daha uzun bak diye hesaplar yaptım. Kahkaha atmadım, yüz hatlarımı korudum. Beni güzel gör istedim. Baktığında beni arzulaman için dünyanın en güzel kızı olmaya çalıştım. Güzel gözlerine bakarken kayboldum, derinlere battım. Sense elimden tutmak yerine beni gözlerinin derinliklerinde boğmayı tercih ettin. Kırmızı rujum dağıldı, makyajım silindi, saçlarım kabardı. Ve yeniden kilo alıyorum galiba. Seni beklemekten vazgeçtiğim gün, kendimden vazgeçtiğim gün mü olmalıydı? Hayır, böyle bitmesi şart değildi. Gözlerini açıp bana baksaydın, yaklaşıp ellerimi tutsaydın... Ya da en azından beni yanıtsız bırakmasaydın böyle bitmezdi. Eğer beni biraz bile sevseydin dünyanın en güzel kızı olurdum. En güzel, en asil ve en mutlu... Ama şimdi en suçluyum. Seni sevdiğim için, hiç olmadığım kadar suçluyum.
Vazgeçişimin damgası, intiharımın tescili. Dudaklarını bir kez bile öpememenin sancısı. Aramıza koyduğun duvarlardan atlama vaktim. Aşağı düşeceğim sevgilim ve öleceğim. Bir kez bile kalbine gömülmeyeceğim. Çürümeme izin ver. Bu yorgun beden karışsın toprağa ve and içelim birlikte, birbirimizi görmeyeceğimize. Sakın bir kavanoza koyma, kalbim çoktan darılmış sana. Ve o güzel gözlerin... Yaşarken görmedin, ölü bedenime değmesin. Beni en güzel halimle hatırla. Kanı çekilmiş, çürümüş ve delicesine sarhoşken değil. Senin için geldiğim o gün gibi, en güzel halimle...