Atan bir kalp, yaşamak için yetmezdi. Hisler olmadan yaşamak tüm hayatını cehennemde geçirmeye benzerdi.
İntikam, alınmak için kabul görmezdi. Vaz geçilmeliydi. Değeri artmalı, ihtiyaç duyulmalıydı.
O gece, kalbim atıyordu ve ben içimdeki intikam ateşini tekrar körüklemiştim.
O gece, kalbim hiç acımadığı kadar acımıştı. Çünkü ben bir yabancının gerçeklerini değiştirmek istemiştim.
Gerçekler değişmezdi. Yaşanacak olan yaşanırdı, vaz geçişler şarttı ve ben korkuyordum.
Ben ilk defa gitmekten, bana ait olandan vazgeçmekten korkuyordum. Çünkü alışmak duygusu, sonucunda her zaman kaybetmeyi kazandırırdı insana. Ben kazandığım için ikinci defa ölüyor gibi hissediyordum.