Soğuk bir kış, karda bulunan kanla kaplı bir ceset, ve bu cesetle kalmayıp arkasından çıkan başka cinayetler. Edith, Leo ve Isaac'in bulmaya çalıştığı, peşinde olduğu bir katil belki de tam tersi. Karmaşık duygular, hissettiğimiz ama aslında bir hiç olan korkular, unutulamayan anılar, unutmak istemediğimiz anlar, sevdiğimiz ve korumak istediğimiz insanlar, ağlamak istediğimiz zamanlar olsa bile içinize akıtmak zorunda olduğumuz göz yaşları... Bunların hepsi acıtan ve güçlendiren zamanlardır. Edith ve dostlarıda bunlarla zayıf bunlarla güçlüydü. Onlar için en önemli şey sevdiklerini korumaktı her zaman. Bu onların göreviydi. Yapmak istedikleri bir görev..
Ama zamanla katil her birine zarar verecekti. Kalplerine zarar verecekti onların. Kalpleri daha önce hiç yanmadığı kadar fazla yanacaktı bu sefer..
Katili bulacaklardı. Her ne olursa olsun, onu bulacaklardı.
Katil, masumların kanını zehirlemezdi. Bunu biliyorlardı.
Ama onun kanı çoktan zehirlenmişti.
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"