Tanıdığı herkesi bir gece ansızın depremde kaybeden Asil, doğduğu şehri, "Bu şehir bir mezarlık, şehrin içindeki her taş bir mezar," diyerek terk eder.
Ayın yirmi ikisi ve saat yirmi iki sularını gösterirken hayatta kalan tek akrabası olan kuzeni Dide ve kendisine dört ve yirmi iki numaradan birer bilet alır.
"Pardon, yirmi iki numara, değil mi?" diyorum, adımlarım durduğunda, ve her şey böyle başlıyor.
"Yirmi iki numara," diyor, sesini günlerdir benden sakınan kişi, ve ekliyor, "Sana yolunun bana, dolayısıyla İzmir'e düşeceğini söylemiştim, Asil."
***
"Kor Kalpler Sokağı'nda inecek var."
"Hayır," diyor ve ekliyor, "Kor Kalpler Sokağı'nda ölecek var."
***
Kan gölü, kan gölü, kan gölü. Bir sürü ceset. Kopmuş uzuvlar. Dayanılmaz bir koku. Bağırışlar çağırışlar. Çaresizliğin silüete bürünmüş hali.
Sanırsın mahşer yeri.
Hayır, burası yangın yeri.
Burası deprem yeri.
Burası Hatay, burası İskenderun. Doğduğum yerdeyim, ama öldüğüm değil.
***
•tetikleyici olabilecek unsurlar barındırmaktadır, lütfen etkileneceğinizi düşünüyorsanız okumayınız, teşekkürler. (tw: deprem)