Her gün batımında ayrı bir balo yapılırdı mezarlıklarda. Ölüler renksiz olmalarına rağmen rengarenk olduklarını hayal ederek giyerlerdi balo elbiselerini. Kimi ruh eşini bulmak için giderdi balolara. Kimileri ise ölüler arasına karışan ve neredeyse çok az kişinin bulduğu ölü canlandıran, Dojayı bulmak için gelirdi mezarlık balolarına. Tıpkı benim gibi. Geldiğim kaçıncı baloydu bu hatırlamıyorum. Dojayı bulmak için kaç defa ölüler arasında dolaştım, kaç ölü ile tanıştım bilmiyordum. Bildiğim tek birşey vardı. Oda arafta sıkışıp kalmamı sağlayan o hırsızı bulmaktı. Onu öldürüp ruhumu özgürlüğe kavuşturmak isteğimdi. Bunu yapmamı sadece Doja sağlayabilirdi. Defalarca Dojayı aramama rağmen onu bulamamıştım. Ta ki son baloya kadar. Çünkü bu sefer o beni bulmuştu. İsteğimi yapması karşılığında önüme sürdüğü kanlı bir anlaşmayla gelmişti bana. Yaşayan biri olarak aldığım tüm nefesler için aradan 8 balo geçtikçe, ruhumdan bir damla alacaktı. Ve bu beni yavaşça öldürecekti. İşte Anlaşmayı kanlı yapan tarafı da buydu. Yaşamak için ölmeyi kabullenmek...
3 parts