Kırmızı Leke: İnheritora (Askıya Alındı)
  • Reads 506
  • Votes 184
  • Parts 4
  • Reads 506
  • Votes 184
  • Parts 4
Ongoing, First published Nov 12, 2023
Soğuk bir kış gecesi hastanenin duvarlarında yankılanan bir kadının çığlık sesleri fazlasıyla duyulan hıçkırık ve ağlama sesleri ile karışık geliyor, üzüntü ile sevinci bir arada tutuyordu. Sonrasında o acı sesler kesilmişti ve ağlayan bir bebek sesi geliyordu.

Annesi doktorlardan bebeğini kucağına istemişti. Doktorlar bebeği temizledikten sonra onu annesine verdi. Ardından babası da yanlarına geldi. İkisi de sevgi dolu gözleriyle bembeyaz ve çok güzel olan o bebeğe bakıyorlardı. 

Hemen omzunda oluşacak olan lekenin rengine bakacaklardı. Doğduktan yaklaşık 10 dakika sonra belirecek olan leke çocuğun hangi mesleğe sahip olacağını belirleyecekti. Eğer turuncu çıkacaksa krallığa hizmet edecek ve krallığa alınacak, mavi çıkarsa sağlık ile ilgilenecek, beyaz lekeye sahip olanlar ise adaletle sorumlu kişiler olacak ve yine krallıkta halkın sorunları ile ilgilenecekti. En çok kişide bulunan ve en yaygın lekenin rengi ise yeşildi. Yeşillekeli denilirdi bu kişilere. Halkın çoğunluğu yeşil lekeliydi bebeğin 

Annesi ve babası beyaz lekeye sahiplerdi. Babası kralın en yakın adamıydı. Annesi ise halk sorunları bölümünde görev yapıyordu. 30 kişilik grubun başkanıydı ve grubu yönetiyordu. Anlayacağınız üzere bebeğimiz krallıkta yaşayacaktı. 

Annesi ve babası yeşil renk olmamasını umutla bekliyorlardı, beyaz lekeye sahip olmasını istiyorlardı. Yaklaşık 8 dakika geçmişti ve ikisi çocuklarına koyacakları isimleri çocuğun kulağına eğilip birlikte söylediler "Alice" Birkaç saniye sonra kolunda leke belirdi. Babası "Bir saniye bu, bu da ne? Kırmızı mı?"
All Rights Reserved
Sign up to add Kırmızı Leke: İnheritora (Askıya Alındı) to your library and receive updates
or
#20leke
Content Guidelines
You may also like
TUĞRA [İNVERNESS 1] by EbruMelekT
57 parts Ongoing
Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ by yildizmutlu91
70 parts Ongoing
# Gençkurgu-- Fantastik # # 3. Fantastik # 1. Akademi # 1. Büyü # 1. Ejderha # 1. Efsane # 1. Krallık # 2. Savaş - Düşünsene, sen büyünün her şey olduğu bir dünyada, zerre kadar büyü gücüne sahip değilsin. Sen bu dünyada hiçbir şey yapmazsın. Her şeyden vazgeç gitsin. Sen doğuştan eziksin ! Cümlesini bitirdikten sonra yüzüme doğru baktı. Gözlerindeki aşağılayan bakışlarla yaptığım mimikleri izliyordu. Sağ elini kaldırıp yüzünü aşağıya yukarı doğru sıvazladıktan sonra eli yüzünde durdu. Elinin yardımıyla sağ gözünün göz kabağını havaya kaldırdı. Işaret ve orta parmağını gözünün üstüne yerleştirip göz bebeğinin iyice görmemi sağladı. Göz bebeğinin içinde bile beni aşağılayan, hor gören bir tutum vardı. Elini yüzünden çekip gözlerini gözlerime tekrar dikti ve güçlü kahkahalar atarak gülmeye başladı. O kahkahalar attıkça içimde kopan fırtınadan haberi bile yoktu. - Yanılıyosun ! Dedim sesim güçlü ve yüksek çıkmıştı. Yüzüne doğru baktığımda anlamsız gülümsemesi kaybulmuş şaşkın bir şekilde bakıyordu. - Ben ezik değilim. Ben güçsüzleri korumak için kendini ateşe atmış biriyim. **************** İçinde bulunduğum Daryon krallığı da dahil bütün dünya büyü gücü üzerine kuruluyken benim içimde hiçbir büyü gücü yoktu. Köyümüze gelen elçinin beni akademiye götürmesi ile bütün hayatım kökten değişti. Şimdi ejderhayı ve yeni sahip olduğum güçleri kullanarak en güçlü olmak zorundaydım. Bu sayede canımdan bile değer verdiğim herkesi koruyabilecektim.
You may also like
Slide 1 of 10
TUĞRA [İNVERNESS 1] cover
Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜL cover
FELAKET'İN KOLLARINDA cover
Kraliçe Elsa cover
Lidena cover
YAŞAMAYANLAR cover
||Reven Maria Potter|| cover
Friends?  cover
EJDERHA ŞÖVALYESİ ~ ARYA ~ cover
KÜÇÜK GELİN  cover

TUĞRA [İNVERNESS 1]

57 parts Ongoing

Kapak: benbittimaq Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki tehlikeli bir terör hücresini etkisiz hale getirmektir. Ancak operasyon sırasında Tuğra, gizemli bir şekilde ortadan kaybolur. Tim, Tuğra'sız dönmenin acısını ve şaşkınlığını yaşarken, Tuğra ise kendini beklenmedik bir zamanın içinde bulur. Tam 300 sene önceye, İskoçya'ya gitmiştir. Tuğra, hem kendi gerçekliğine dönmeye çalışırken hem de İskoçya'nın gizemli topraklarında hayatta kalmaya çalışır. Bu süreçte zamanın ve mekanın sınırlarını zorlayan aşk, dostluk, gizem, aile ve sadakat hikayesi de gelişir. Hayatının yeni savaşı başlar, bu sefer kılıçlarla... Kesit: --- Bir Ingiliz kadınının burada ne işi var?" Diye devam etti karşımdaki adam İngilizce konuşarak. "İngiliz değilim, Türküm" dedim ama adamların hepsi anlamaz gözlerle bakmaya başlamıştı. Zaten vücutları komple boyanmıştı ve korkutucu tipteydiler. "Türk mü?" Neler oluyordu?? Az önce çatışmanın ortasındayken ortalık kurak araziydi. Mağaranın arka kapısından çıkınca böyle büyük bir ormana nasıl gelmiştim ki? Hem ben haritacıydım ve bölgede böyle bir orman olmaması gerekiyordu. Birazdan tim arkadaşlarım da beni bulurdu nasılsa. "Bizimle geliyorsun" diye devam etti esmer, uzun saçlı dev gibi olan adam. "Burası neresi?" Dedim aynı adama bakarak. Sanırım bu grubun lideriydi. Kamuflajıma attığı tuhaf bakışları ise görmezden geldim. Ancak kısa süren sessizlikte, o boğuk sesini tekrar duydum. "Klanıma hoş geldin küçük kız..."