Çünkü ben, avuçlarımız kenetlenmişken ve güneş sırtımızda yükselirken yıldızlardan birinin kaymasını boşverdim ve bir dilek tuttum: ellerimi hep tutmanı. Ama işin sırrı yıldızlar mıydı yoksa ben mi dilek tutmayı beceremiyordum bilinmez, ellerimi tam da en çok tutman gereken zamanda bırakıverdin. Yıldızları boşveren kalbim seni boşveremedi. Bu yüzden sana bu mektubu yazmaya karar verdim.