BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3)
  • LẦN ĐỌC 809,981
  • Lượt bình chọn 33,408
  • Các Phần 92
  • LẦN ĐỌC 809,981
  • Lượt bình chọn 33,408
  • Các Phần 92
Đang tiếp diễn, Đăng lần đầu thg 3 24, 2015
Duyuyor musun? Sallamayı bıraktığın beşikte ağlıyor ölüm.

(Bölüm sayısı sizi korkutmasın, iki seri (1 ve 3) aynı hikâyede yayınlanıyor.)
1. Seri Ölümün Elçisi
3. Seri Azrail'in Gölgesi bu serinin içinde yayınlanmaya devam ediyor.

      Cennetten cehenneme kovulan bir melek ve ona aşık olmak üzere olan bir zebani.
      
      Ölüm emri verilen bir masumiyet ve onu ilk kez gören ölüm meleğinin emre ihaneti.
      
      ''Öyle bir Kara ki; Siyaha İhanet! Söylesene, sen kötülüğün hangi tonusun?''
      
      O, geçmişinin tuttuğu bir kiralık katildi.
      Ve geçmişi; 'Hesabını sor.' diyordu. 'Canının yanması dininceye kadar, hepsinin canını al!'
      
      Yağız Kara, beklediği yılların acısını almaya geliyordu. Ama habersizdi, onu bekleyen tüm planını değiştirecek biriydi.
      
      İçinizi ürpertecek kadar gizemli olan bu adam, tek bir amaç güdüyordu. Hayatının tek bir amacı vardı ve bu amaç birçok kişiye mezar olacaktı. Dar bir sokakta buluşan o gözler, onun kalbini yerinden oynatacak kadar, daha önce hiç hissetmediği kadar sıcak gelmişti ona. Kendinden bir haber olan o genç kızın karşısında beklediği dakikalar ona asırlık gelmiş, çok kısa bir süre içinde olsa hissetmişti; o çok özlediği ılık esintiyi. Kalbine değen bu ılık esinti kızın bindiği o mavi araçla buzdan kazıklara dönmüş, kalbine saplanmıştı. Ve genç adam uzun bir zamandan sonra ilk defa hissettiği bu sıcaklığı unutmayacaktı, kalbine saplanan ılık rüzgarın buzları eriyerek kalbine akacaktı. Ve o benimsediği soğuğu yaşarken, kalbi yanacaktı.
     
      ''Cehennemime hoş geldin, çocuk.''
  
İlk yayınlanma tarihi: 24 Mart 2015
 
 © Tüm Hakları Saklıdır.
Kopyalanıp, üzerinde başka bir işlem yapılamaz.
Bảo Lưu Mọi Quyền
Bảng mục lục
Sign up to add BEDEL - Azrail'in Gölgesi (Seri 1/3) to your library and receive updates
or
#6tehlike
Nội dung hướng dẫn
Bạn cũng có thể thích
YARALASAR(Kitap Oldu) bởi Maral_Atmc6
55 Phần Đang tiếp diễn
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞 bởi RapunzelSeviyor
24 Phần Đang tiếp diễn
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım. "Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum. "Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?" Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?" "Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!" "Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"
Bạn cũng có thể thích
Slide 1 of 10
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
TERAZİ  (Tamamlandı) cover
Aşiretmiş ( Gerçek ailem) cover
Köpek cover
TENEBRA  cover
PROFESYONEL   cover
GÜNEŞİN ÇOCUKLARI 🌞🌞🌞 cover
MAHKUM cover
Kelebeğin Ömrü Kısalıyor (Düzenlenecek) cover
𝗞𝗜𝗦𝗔𝗦   cover

YARALASAR(Kitap Oldu)

55 Phần Đang tiếp diễn

"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.