Hayatımın en karanlık anı, annemin babamı vurmasıyla başlamıştı. Babam zaten hayatımı zorlaştıran bir figürdü, ama şimdi daha da zordu. Yetim olmadığım hâlde yetim kalmıştım, içimde bir yetimlik duygusu vardı. Küçük bedenim için aşırı zor olsa da, dedemden aldığım kolye beni ayakta tutuyordu.
"Dedem, 'Ne olursa olsun asla mücadele etmekten vazgeçme yarasa kızım benim' derdi. Bu hayatta başımıza birçok şey gelecek, düşeceğiz, ama kalkmamıza yardım edecek insanlar da çıkacak karşımıza. Kendimi yalnız hissettiğimde kolyeme sarılır, dedemi hatırlardım. "Sen güçlü bir yarasasın dediğini."
Yetimhanede tanıştığım o çocuk. Bartu... Benim hep yanımda olup, acılarıma ortak olmuştu. Beni olduğum gibi seven bir arkadaştı. Arkadaştan da öte kardeşim olmuştu. Ben artık onun yara|sa|lısıydım, o da benim acı ortağım.
Her düşüşümde, her zor anımda dedemin mirasıyla ayakta durur, Bartu'nun dostluğuyla iyileşirdim. Yarasalı kolye, hayatımın en güçlü sembolüydü, ve bu hikaye, sevgiyle kazanılan zaferin öyküsüydü.