Ölüyordum, görmezden geliyordum ama babamın bana yaptıklarını iliklerimde hissettikçe, har satılmamda saha çok ölüyordum. Fiziksel acı geçmişti, acım ruuhumdaydı.
Öldürüyordum, kan akıyordu çok fazla kan.
Zevk veriyordu bu bana. Ya da huzur? Ninni gibi her kurbanımın çığlıkları. Annemin hiç söylemediği ninniler.
Koku var, çikolata kokusu. Babamın almak istediğim için beni günlerce dövdüğü çikolata. Büyüleyici kokuyor, kim bu adam?
Ölüyorum, öldürüyorum, öldürülüyorum. Canım yanıyor, can yakıyorum her nefesimde daha çok gömülüyorum karanlığa ama kaçıyorum. Çünkü korkuyorum... Her yer karanlık ama ben karanlıktan çok korkarım, öpsen geçer mi anne...
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024