Güçlü kadınların, kanı, mürekkebe çeviren kalemler savaşı. Silah tutması gereken ellere tutuşturulmuş bir kalem. Nefretle yazılmış, aşk satırları.
Uzun yıllar Norveç'te hasta bakıcılık yapmış, bir Türk göçmen olan, Peyker, 2. Dünya Savaşının ilk yılında, çalıştığı bakımevi de yıkılınca, yalnızca kendisinin görebildiği sihirli bir Albatros Kuşu ile savaşın kalbi olan Almanya'ya kaçmaya karar verir.
Yolculuğunda aldığı yaralar, Nazi askerlerine ve Almanlara olan yargılarını körüklerken, oturduğu yanlış bir kumar masası onu doğrudan, saygın bir Nazi Generalinin hayatına sürükler. Tek yapması gereken, bu ketum generalin ellerinden bir aşk mektubu yazdırmaktır. Görevi zor, hatta imkansızdır ama hayallerindeki gibi bir yazar olmakla arasında sadece bu görev kalmıştır.
"Kaldı 4 kafede bekleyeceğim seni."
Holokost dönemi suçlarının romantize edildiği bir kitap değildir.