"Tanrım bu buzun üzerinde duramam ben.Vazgeçtim tamam siz kazandınız elli dolar borcum olsun"Kıkırdadım,gerçekten çok tatlı bir adamdı "Bence bu kadar korkmamalısın,o kadar da korkutucu birşey değil" Kendi etrafımda bir tur dönüp tekrar ona baktım.Gözlerinde anlamını çözemediğim bir soğukluk olsa da suratında alaycı bir sırıtış vardı. "Tanrı aşkına sen kim bilir kaç senedir şu şeyi yapıyorsun ve yeteneklisin.Ben burada düşerim,ve düşersem hepinizi buraya gömerim" Kıkırtım yavaşça yerini kahkahaya bırakırken kendimi sıkmaya son vererek sarsılarak gülmeye başladım.Tanrı aşkına bu adamın buzla olan derdi neydi ki? Bu kadar zor değildi kaymak,ki ben sekiz yaşımda başlamıştım kaymaya. "Burada ki işin gülmek mi senin?"Diye hırıldadığında bırakabildim ancak gülmeyi.Gözümün yanından göz yaşımı silermiş gibi yapıktan sonra kollarımı göğsümde bağlayarak tek ayağımın üzerine verdim ağırlığımı. "Hayır işim gülmek değil öğretmek, ve öğretmenin şuan o koca,sıkı poponu kaldırıp kaymayı öğrenmeni istiyor."Tüm hakları saklıdır
1 bölüm