"Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız.Tek çıkış yolunuz yerin altında.Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir platonun içinde. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evleri bulduğu an kazanan belirlenmiş olacak. Öyleyse, sizş kaybetmemizi ister misiniz?
Kumru, Uraz, Nisan, Eren ve Bulut... Farklı hayalleri olan ve birbirine yabancı beş genç... Enkaz Altındakiler isimli sıradışı televizyon yarışmasına başvurarak inanılmaz bir deneyime adım atarlar. Ancak ortaya çıkan beklenmedik gelişmelerle hayatları derinden sarsılcak ve unutamayacakları bir yolculuğa çıkacaklardır...
"Ben Kumru Sonat; buraya benim, senin, bizim, enkaz altındakiler hikâyesini anlatmaya geldim
Sen de enkaz altındasın farkında değil misin?"
"Tatlı dile, güler yüze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca.
Geldiğimden beri bakışları bakışlarımdan ayrılmayan adama gülümsedim nazlı nazlı. Daha sakin ve yumuşak ve sessiz çıkmaya başladı sesim,
"Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Kollarını göğsünde bağlamış, bal gözlerin sahibi bana cürretkar bakışlarla bakmaya devam etti, bir ara dudağının köşesi kıvrılır gibi oldu yanımda oturan insanlar umurunda değildi o kendinden emindi. Geceyi onun kollarında bitireceğimden emindi.
***
Hikaye tamamen kurgudur. Gerçek olay ve kişilerle alakası yoktur.