Anxi, yıllardır anksiyete yüzünden izole bir yaşam sürdüğü için, yeni taşındığı mahallesinde bir sabah evinde delirmeye başlar. Yalnızlığından ötürü, eşyalarıyla konuşmaya başlar. Bu korkunç durumdan kaçmak adına dışarı çıkmaya karar verir. Ancak, dışarıda bu içsel savaşı yenmesi için yeni insanlarla tanışması gerekecektir.
Hiç beklemediği bir anda, oldukça yakışıklı bir genç karşısına çıkar ve ikisi tanışır. Anxi, hala eşyalarıyla konuşsa da, bu sefer gerçek olmayan şeyleri görmeye başlar; halüsinasyonlar onu ele geçirmiştir. Anxi, sevdiği aşkın, anksiyetesinin yarattığı hayali dünyadan mı ibaret olduğunu, Etye'ye sormadan öğrenmeye çalışır.
Ancak, Anxi'nin bu gerçeklikle savaşında, bilinmeyen bir maceraya sürüklenirler. Anxi'nin bu maceraları, sadece onun için değil, aynı zamanda ilişkileri için de büyük bir tehlike arz etmektedir. Anxi, gerçek ile hayali ayırt ederken, hem içsel dünyasında hem de dış dünyada karşılaştığı zorluklarla yüzleşmek zorunda kalır.
Yanlız bir adam düşünün. İşkolik, kaba, sert, iri yarı. Öyle ki insanlar onun gözlerine bakmaya korkarken bir anda hayatına giren minicik bir bedenin bu adamı bir kediye dönüştüreceğini kim bilebirdi ki?
○○○○○○○○○○○○○○○
Kucağındaki minik kızına baktı içine dolan sevgiyle.
"Babasının güneşi, güzeli. İyiki geldin babam. İyki girdin hayatıma. Mis kokulum.."
○○○○○○○○○○○○○○○